![](https://static.wixstatic.com/media/01d8a7_a797a3a4bc084fdfa15c1043e7a9470f~mv2.jpg/v1/fill/w_900,h_600,al_c,q_85,enc_auto/01d8a7_a797a3a4bc084fdfa15c1043e7a9470f~mv2.jpg)
Yılın buz ve ateş dönemi geldiğinde seyircileri ekrana adeta kilitlemiş olan büyülü dizi Game of Thrones için ne yazılıp çizilse az. Son sezon hariç olağanüstü hikaye, oyunculuk ve yönetmen faktörleri bir araya gelince ortaya televizyonda 8 sezon süren modern bir mit çıktı.
Dizinin su götürmez sinematografik başarısına bir de son derece etkileyici müzikler eklendiğinde ortaya mükemmel bir kombinasyon çıkıyor. Tıpkı kült film ve dizilerin çok büyük bir bölümünde de olduğu gibi. Hikaye anlatıcı, filmde oluşturduğu görüntüye ve sese ek olarak onlara uygun bir müzik de eklediğinde, seyirciye yansıtmak istediği duyguyu daha kolay verebilir.
Bu nedenle isim olarak büyük yönetmenlerin çoğu, eserlerinde önemli bestecilerle çalışmışlardır: John Williams, Hans Zimmer, Ennio Morricone ve Danny Elfman gibi isimler buna örnek gösterilebilir.
Daha önce Iron Man ve Prison Break gibi işlerin müziklerine imza atmış “genç” Alman besteci Ramin Djawadi ise Game of Thrones’un müziklerinden sorumlu. Hatta artık sanatçı, sorumlu olma faslını geçip besteleriyle ve şarkı seçimleriyle dizinin en önemli parçalarından biri haline dönüştü. Biz de size bu aşamanın nasıl geçtiğini ufak spoiler’lar içeren bir derleme ile göstermek istedik...
10. Altıncı sezonun son sahnesinde Daenerys’in Targaryen bayraklı gemileriyle Westeros’a yol alması anında çalan bu şarkı da dizinin unutulmaz müziklerinden biri.
9. Yedinci sezonun akıllardan çıkamayan Hold the Door sahnesinin sonundaki bu müzik ve yaylılar sayesinde üzüntümüz bir kat daha artıyor.
8. Yedinci sezonun zirvesi olan “mızrak sahnesi”nde ise Djawadi, gerilimi izleyicilerin içine işlemeyi başarıyor.
7. Ejderhanın mavi alevlerinin kanımızı dondurduğu bu sahne ağızları açık bırakıyor. Özellikle de sonlara doğru bütün ölü ordusunu gördüğümüzde yükselen müzik ise gerçekten olağanüstü.
6. Jaime’nin malum el sahnesiyle beraber bölüm bittiği anda çalmaya başlayan “The Bear and the Maiden Fair”in ünlü Amerikan rock grubu The Hold Steady yorumu gerçekten ironik.
5. Burada “The Dornishman's Wife”ı söyleyen Bronn karakterine can veren Jerome Flynn ise aynı zamanda gerçek hayatta da eski bir şarkıcı. Başarılı aktör, 90’lı yıllarda Robson & Jerome isimli bir pop ikilisinde yer almış.
4. Yedinci sezonun çok fazla ses getiren bu sahnesinde dünyanın en ünlü “ginger”ı Ed Sheeran’ı “Hands of Gold” söylerken görmek gerçekten şaşırtıcıydı.
3. Dizinin çekimleri İzlanda’da yapıldığı için çok da fazla İzlandalı ünlü isimle karşılaştık. Dizide The Mountain’ı canlandıran Hafþór Júlíus Björnsson da bunlardan biriydi. Ayrıca dünyaca ünlü post-rock dahileri Sigur Rós grubunu da malum zehirlenme sahnesinin biraz öncesinde izledik. O sahnede “The Rains of Castamere”in başını icra edebilen grup, parçanın stüdyo performansında ise tüyleri diken diken ediyor. Tek kelimeyle mükemmel.
2. Altıncı sezonun belki de en önemli anlarından biri olan Wildfire sahnesinde Ramin Djawadi, artık ustalık eserini bizlere sunuyor. 10 dakikaya yakın süresine rağmen piyanosuyla adeta akıp giden bir eser olan parça, Djawadi’nin de kesinlikle zirvelerinden biri.
1. Tabii ki 1. sırayı hak eden parça jenerik müziği oluyor: Bunun en büyük sebebi ise diziyi izleyenlerin çoğunun her bölümde bu girişi atlamaya kıyamamaları. Darbuka-sazlı yorumlarından tutun Mahmut Orhan cover’larına kadar adeta bir fenomen olan bu melodiler, Alman bestecinin de “Magnum Opus”u...
BONUS: Dünyaca ünlü İngiliz dörtlü Coldplay’in katkılarıyla “Red Nose Day” için hazırlanan göndermelerle dolu bu acayip tatlı 12 dakikalık video, dizinin karakterlerinin de gerçek hayattaki hallerini görebilmemizi sağlıyor. Valar Morghulis...