top of page

Iron Maiden'ın Müziğini Zamanın Ötesine Taşıdığı Harika Albüm: Somewhere In Time

Yazarın fotoğrafı: Zeynep KucukarasZeynep Kucukaras



"Kendi Physical Graffiti veya "Led Zeppelin IV’umuzu yapmamız gerektiğini hissettim. Kendimizi başka bir seviyeye taşımak zorundaydık, yoksa durgunlaşır ve sürüklenirdik." -Bruce Dickinson


Iron Maiden, altıncı stüdyo albümü Somewhere In Time’ı 1986 yılında yayımladı. Bruce Dickinson, akustik bir albüm hazırlıkları yaparken; grup akustik bir albüm kendilerine uygun olmadığını düşündü. Sonunda bu hazırlıklar, eşsiz bir metal albümüne dönüştü. Iron Maiden; kendi eserlerinden edebiyata, tarihe kadar birçok eserden öğelere yer vererek kendi albümlerini oluştururlar. Bu da onların müziğine ayrı bir anlam katarak sanatlarını eşsizleştirir. Bu albümde hem şarkılarda hem de albümün kapağında oldukça farklı göndermelere yer veriliyor. Bu albümün en güzel özelliklerinden biri de Iron Maiden’ın sanatını derinleştiren disiplinler arası göndermeler bulunmasıdır.


Somewhere In Time albümün kapağı da albüm gibi incelenmesi gereken bir sanat eseri. Grubunun maskotu Eddie her zaman olduğu gibi kapaktaki yerini almış. Arka planda ise birçok gizli mesaj var. Iron Maiden ilk albümlerinin tasarımcısı Derek Riggs, en detaylı ve etkileyici işine bu albüm kapağıyla imza atar. Kapak karmaşık gibi gözükse de grup üyeleri, Blade Runner tarzı bir şehir görüntüsü istemiş ve Derek Rigs de bu tasarımı hazırlamış. Kapakta Batman’den Dr. Who’ya ve Dune’a birçok bilimkurgu ve politika göndermesi olduğu gibi grubun önceki işleri de başarıyla kapağa gizlenmiş. Örneğin, arka kapaktaki saat 23.58’i gösterir. Bu Two Minutes To Midnight şarkısını işaret eder. Acadia yazısı 22 Acacia Avenue şarkısına, piramit görüntüsü de Powerslave albümüne gönderme yapar.




Somewhere In Time’daki parçalara daha yakından bakalım. Albümdeki ilk şarkısı Caught Somewhere In Time, Iron Maiden şarkılarında her zaman olduğu gibi gitar riffi ve sert bir bas melodisiyle başlıyor. Şarkıdaki melodi ve ritim sürekli değişerek monotonluktan uzak, eşsiz bir metal şarkısı oluşturuyor. Albümün ilk teklisi Wasted Years, eserin en meşhur şarkısı oldu. Zaman konseptini devam ettiren şarkının akılda kalıcı nakaratı ve anlamlı sözleriyle Iron Maiden’ın yıllar sonra bile en iyi şarkılarından biri olarak anılmayı hak ediyor.

"Don't waste your time always searching for those wasted years"




Sea Of Madness ve Heaven Can Wait şarkıları, Iron Maiden’un uzun ve katmanlı şarkılarından çok uzaklaşmasa dönemin 1980’ler rock şarkılarını oldukça andırıyor. Şarkıların nakaratındaki "Heaven can wait" ve "Over the sea of madness" cümlelerinin çok kez tekrar edilmesi, Heaven Can Wait şarkısının ortasındaki tribün tezahüratını andıran melodi şarkıların enstrümental güzelliğini biraz gölgelese de iki şarkı da sololarıyla oldukça kaliteli metal parçaları.


The Loneliness Of The Long Distance Runner şarkısıyla Iron Maiden bizi uzun ve yorucu bir koşuya çıkarıyor. Şarkıyı dinlerken biz de bahsedilen uzun mesafe koşucusu gibi yalnızlaşıyoruz. Ayak sesleri gibi bir ritimle, koşucunun ilerleyişini ve düşüncelerini duyabiliyoruz. Sürekli kendisini ileri taşımak için çabalıyor. Bruce Dickinson’un vokalleriyle benzersiz bir şarkıya imza atılıyor.


Albümün ikinci ve son teklisi Stranger In A Strange Land de 1980’lerin rock şarkılarına oldukça benziyor. Özellikle gitar riff’i, Bruce Dickinson’un vokalleri dönemin meşhur grupları Kiss, Whitesnake, Scorpions gibi ikonik rock gruplarının eserlerine oldukça benziyor. Söz konusu Iron Maiden olduğu için burada da en ayırt edici özelliklerinden biri olan bas gitarıyla ayrışmayı ve kendine ait orijinal bir parça oluşturmayı beceriyor.




Son olarak albümün yaklaşık beş dakika süren en kısa şarkısı Deja Vu’nun solosuyla albümün finaline hazırlanıyoruz. Albümün kapanış şarkısı Alexander The Great (356 - 323 B.C), kaynağını tarihi olaylardan alıyor. Bu sebeple, aynı sefere çıkan bir ordu gibi şarkının ilerleyişindeki heyecanı ve olay örgüsünü hissedebiliyoruz. 9 dakikalık epik şarkıdaki tarihi olay örgüsünü, şarkının nasıl da yükselerek zirveye ulaştığını dinliyoruz. Her zaman yüksek tempoda olan albüm, finalini de zirvede yapıyor.

Enstrümantal kalitesiyle Iron Maiden’ın imza sound’unu bozmadan modern ve başarılı parçalara imza attılar. Metal türünün en önemli temsilcilerinden Iron Maiden, çizgisini hiç bozmadan müziğini bir ileriki seviyeye, zaman ve mekan konseptli Somewhere In Time albümüyle taşıdı. Her şarkıda duyduğumuz agresif ve etkili bas yürüyüşleri, çok kaliteli gitar riffleri ve Bruce Dickinson’un güçlü vokaliyle eşsiz işlere imza atan Iron Maiden, Somewhere In Time albümüyle de 1980’lerin ortasından itibaren yükselen hard rock ve metal müziğin öncülerinden biri haline geldi.





20 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page