“Köfün’ün direkt anlamı sepet demek. Biz de her tarzda çalışmamızı yapıp attığımız bir sepet gibi düşündük hep. Sonrasında menajerlerimiz ikimizin bir adının olmasının gerektiğini söylediğinde bizim de aklımıza ilk olarak KÖFN geldi. Hem yazım olarak da elektronik müzik grubuna yaraşır bir havası var.” – Salman Tin (Sebla Koçan, 2020.)
Albüm Puanı: 7,5.
Öne Çıkan Parçalar: 1. Olan Olmuş 2. Kalbimde 3. Soygun
Yıl 2017. İki kişi. Facebook’ta tanışıyorlar. Ev arkadaşı oluyorlar. Biri Adanalı, biri Konyalı. Benzer yaştalar. Müzisyenler. Her türlü müziğe düşkünler. Ancak favori türleri ise elektronik pop. Ertesi yıl bir grup kuruyorlar. Kısa sürede çok iş yapıyorlar. Çok çalışkanlar. Çok üretkenler. 2 Albüm, 1 EP ve birçok single.
Yıl 2022. Tanışmalarının üzerinden 5 yıl geçmiş. Bi’ Tek Ben Anlarım isimli bir şarkıyı 18 Mart’ta yayımlıyorlar. Çanakkale Zaferi gününde. Şarkı, çok seviliyor. Her yerde çalınıyor. Yıl sonunda ise bu sefer “KÖFN Zaferi": Türkiye Cumhuriyeti’nde bütün yıl en çok dinlenen şarkı.
Yıl 2023. Bugün. 27 Ocak’ta ise şarkının Yıldız Tilbe ile düet versiyonu çıktı.
Grubun kariyerinin şu ana kadarki kısa bir özeti olan bu Yözdil-vari yazıda esas anlatmak istediğimiz şey şu: Yeterince çalışkan ve üretken olursanız, bir şekilde o kapı size açılır.
Özellikle, ülkemizdeki genç müzisyenlerde ya da müzisyen olmak isteyen (hayalini kuran) insanlarda hep bir mazeret bulma durumu var, şu cümlelerde bunu siz de mutlaka çevrenizden duymuşsunuzdur: “Müzik piyasası çok kalitesiz”, “Ehonomi çok kötü, enstrümanlar pahalı.”, “Radyolarda niye böyle boktan şarkılar çalıyor?”
Herkes şikayet ediyor haliyle. Bu sözleri söyleyenlerin çoğu da esasen haklı. Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var, biz kaliteli içerik üretmiyoruz. Biz dediğimiz ise herkes değil elbette; sanattan anlayan insanların çoğu.
Ülkemizde sanatın çeşitli dallarında çok fazla bilgi birikimine ve yeteneğe sahip birçok insan var ancak birçoğu çalışkan olup kaliteli üretimde bulunmuyor. Geçmiş yıllara göre bu oran gerçekten de önemli derecede azaldı.
“Sadece üretmek” eyleminin hiçbir manası yok; çünkü piyasa “yarım saatte Macbook Pro ile yapılmış 2 dakikalık trap şarkıları” ile dolu. Kaliteli trap ürünlerine de zarar veriyor bu durum elbette. Bu yüzden esas önemli olan ise emek verip çok çalışıp kaliteli içerik üretmek.
Örneğin, müzik grubu sayısı bile geçtiğimiz 20 yıl önceye nazaran, şu an belki de yarı yarıya denebilecek bir orandadır. Bu konuda ise KÖFN’ün ise 2 yıl ara ile Dergy’e verdikleri iki röportajın aşağıdaki başlıkları, onlar hakkında çok şey anlatıyor...
Grup, tıpkı Soft Analog, İkilem, Dolu Kadehi Ters Tut ve birçok farklı örneğini sayabileceğimiz, son yıllardaki duo örneklerdenden biri. Artık bu çağda 4-5 kişiyi sürekli bir stüdyoda buluşturmak o kadar kolay değil çünkü.
KÖFN ise iyi ki bir bu şekilde muazzam bir ikili olmuş diyoruz; çünkü bu ülkenin gerçekten de yaratıcı anlamda daha “özgür” olabilecek ve solo sanatçı kalıplarını yıkabilecek pop gruplarına ihtiyacı var.
Grubu oluşturan ikili olan prodüktör Bilge Kağan Etil (BKE) ve vokal Salman Tin, önce kariyerlerine solo başlamış. İki sanatçının da Spotify profillerinden solo işlerini ziyaret edebilirsiniz. 2018 yılından beri oldukça şaşırtıcı çalışmalar var gerçekten. İkili, daha sonra ise güçlerini birleştirmiş.
Grubun ilk albümü Tepeler (2019), Güneşe Dokundum ve Ben Seni Arayamam hitlerini bize hediye etmiş olmasına rağmen, genel hatlarıyla bakıldığında özenli prodüksiyonuna göre biraz basit şarkı sözlerine sahip bir yapıda. Özellikle nakaratların yapıları daha da derinleştirilebilirmiş gibi. Belki bridge’ler ya da post-chorus’lar çeşitlendirilebilirdi. Taş Kalbinin Çöllerinde teklileri de aynı hissiyatı yaşatıyor.
Ertesi yıl Dans EP (2020) çalışmalarında ise grup, yine electronica ve pop ögelerine bir araya getiriyor. Hatta tropical house altyapılarının burada daha fazla kullanıldığı söylenebilir. EL şarkısı ise bize bu EP’den arta kalan oluyor.
ROCKSTAR (2021) albümü ise grubun kariyeri için o Caps Lock’un hakkını gerçekten de veriyor. Bu albüm, kesinlikle önceki çalışmalara göre daha “büyük” ve daha olgun bir karakterde. Olgunluk kelimesini açacak olursak, hem BKE’nin prodüksiyonunda daha sakin (daha chill house) ve sabırlı bir tutum göstermesi hem de Salman Tin’in vokallerinde daha oturmuş bir ses rengiyle şarkıları ayrı bir özgüven ile yönlendirmesi ifade edilebilir.
Tin’in grubun önceki işlerindeki vokallerine bakıp aradaki farkı net bir şekilde hissedebilirsiniz. BKE’nin de tabii eski çalışmalarına oranla kendi sound’unu şarkılarına daha da yerleştirdiği belli. Bu noktada ise albüm, gerçekten de an itibariyle yerli elektronik müzik sahnemiz için oldukça değer katan bir albüm haline geldi.
Bunun en büyük sebebi ise sadece albümün kendisi değil, aynı zamanda Bi’ Tek Ben Anlarım gibi ulusal bir hitten önce gelmeleri. Bu hit, belki de (hatta bize göre çok büyük ihtimalle) ROCKSTAR olmasa o da olmayacaktı; çünkü grubun kendi gelişiminde oldukça önemli bir adım bu albüm. Bu albümden sonra çıkardıkları ilk iş ise 2022 yılının en çok dinlenen şarkısı.
Albümdeki şarkılara geçmeden ise hemen şunu söyleyelim: Bu albümde 7 şarkı var ve INTRO ile OUTRO’yu çıkardığımızda ortaya tam 5 (beş) parça kalıyor. Bu da esasen bu çalışmanın bir albümden öte de facto bir EP olduğu anlamına geliyor. Grup, belki de Tepeler’de de 7 şarkı olduğu için yine bu şekilde şarkı sayılarını artırmak istemiş olabilir; ancak hem INTRO hem OUTRO albümün en zayıf noktaları ne yazık ki.
BKE imzalı olduğu aşikar iki parçada da synth’ler ile sonlara doğru ulaşılan bir climax bulunuyor, ama hem fazla basitliğinden dolayı (M83 introları seviyesinde) bir etkileyiciliği bulunmuyor hem de zamanlama olarak kafa karıştırıcı.
Örneğin INTRO bittikten sonra, uzun sayılabilecek bir ara var, ardından gelen Soygun ise yine kendi çapında hazırlayıcı bir giriş kısmı içerdiği için aralarında bir bağlantı yok. OUTRO da keza buna benzer. Bu da dinleyiciyi düşüren bir etken. Yine çok yüksek olmayan bir hissiyata sahip Soygun, albümün esas açılışını yapıp oldukça düşünceli sözlerle dinleyiciye hikayesini anlatmaya başlıyor.
“Silahın elinde
Bilirsin nereden vuracağını sen iyi
Dolanır dilinde
Ölümün o acı tadı senin verdiğin”
Ardından ise grup, esasen sound olarak vitesini artırdığı şarkı olan Kalbimde ile bizi buluşturuyor. Bu parça, belki de grubun en kıymetli prodüksiyon eseri olabilir. Tam anlamıyla minimalist bir mükemmellik bu. Salman Tin, verse vokallerindeki iniş-çıkışlarıyla oldukça akılda kalıcı bir performans sergiliyor.
Ancak bu şarkıdaki esas başrol ise BKE. Chill house beat’lerinin minimalist piyano sekanslarıyla buluştuğu şarkının 1:04 saniyesinde esas olarak şarkının seviyesi acayip bir şekilde katlanıyor. Daha sonra ise basların beat’leri adeta yönettiği o bridge şovu başlıyor... Gerçekten de uluslararası standartta bir eser bu.
Sonraki şarkı olan ROCKSTAR ise genel anlamda albümün konseptini devam ettirirken, “Anladım ölmüş içimdeki o rockstar.” sözü ile de Salman Tin’in belli yaşanmışlıkların dışavurumunu bizimle paylaşıyor.
Devamında gelen Fren, esasen 2020’de tekli olarak çıkmıştı. Albüme eklenen bu şarkıdaki hissiyat ise tek kelime ile karışık. Hem altyapı kaynaklı hem de konuk rapper Xir’in lirikleriyle alakalı bir karışıklık bulunuyor ki esasen flow’ları gayet başarılı. Özellikle ilk dinleyişte şarkının içine girmek çok kolay olmasa da Salman Tin’in nakaratı, şarkının düzenlemesini adeta kurtaran bir bölüm oluyor.
Son olarak ise gelelim en önemli esere, Olan Olmuş gerçekten kendi alanında bu topraklarda yapılmış mükemmel bir iş.
Hem tempo olarak hem de nakarat bestesi olarak inanılmaz derecede akılda kalıcı olmasının yanı sıra, BKE’nin cidden şahane olarak ifade edebileceğimiz piyano akorlarıyla bizi adeta bambaşka yerlere götürüyor.
“Gel biraz, biraz daha yakınıma
Yak hadi, hadi beni yalanınla
Olan olmuş zaten, kalbim de anlar zamanla...”
Bu sözler, dinleyicinin doğrudan kalbine gidiyor. Bu anlamda grubun hem sözler hem de beste açısından zirve noktalarından birine ulaştığını söyleyebiliriz. Üstelik şarkının sonlarına doğru giren synth bölümü ise esere ayrı bir derinlik de katmış. Grubun en kıymetli eserlerinden biri kesinlikle bu.
KÖFN, tıpkı bağlı oldukları Hypers’ın kurucusu Tolga Akış’ın videoda 6. dakikadan sonra tatlı bir üslup ile dile getirdiği üzere, kendisine cidden hayran bıraktıran bir grup.
Türk elektronik müzik sahnesinin ise piyasadaki bu kaliteli üretim ve müzik kıtlığında KÖFN’e çok ihtiyacı var, yalnız şunu da şerh düşelim, kariyerleri Bi’ Tek Ben Anlarım sonrasında hangi müzik tarzı ile bu yolda yürüyeceklerine bağlı.
Eğer elektronik sound’u ve “kültürü” bırakıp tamamen pop’a geçiş yapıp piyasaya ısmarlama ürün sunarlarsa o zaman grubun akıbeti farklı yollara da gidebilir. Ancak KÖFN, ülkemiz için şimdiden çok önemli bir değer ve zaman içinde de geleceği noktanın ne olacağını ise heyecan ile bekliyoruz...