![](https://static.wixstatic.com/media/b4d899_7c276188d85049b381c37bc8d81230ab~mv2.png/v1/fill/w_750,h_375,al_c,q_85,enc_avif,quality_auto/b4d899_7c276188d85049b381c37bc8d81230ab~mv2.png)
mor ve ötesi'nin Masumiyetin Ziyan Olmaz albümünün hemen ardından çıkarttığı Güneşi Beklerken, 2012 yılında yayımlandı. Albümün prodüktörlüğünü mor ve ötesi'nin en iyi çalışmalarını birlikte çıkarttığı Tarkan Gözübüyük üstlendi. Grubun son stüdyo albümü olması ve içindeki harika birçok şarkının bilinmemesi nedeniyle albümü yakından incelemek istedim. Albüme ve şarkılarına biraz daha yakından bakalım.
Güneşi Beklerken; Kerem Kabadayı'nın ilk bateri vuruşuyla, ilk notasıyla bir anda bizi içine çekiyor. Albüme adını veren ilk parçası Güneşi Beklerken, Kış Geliyor gibi derin bir melodi ve piyano eşliğinde başlıyor. Mor ve ötesi şarkılarında sıkça karşılaştığımız melankolik ama anlaşılması zor, üzerinde düşünülmüş sözleriyle Güneşi Beklerken, albüme iddialı ama zarif bir başlangıç oluyor. Hayattaki kaybolmuşluğumuza ve karanlığımıza ışık tutuyor ve bize bu belirsiz yolculukta eşlik ediyor. mor ve ötesi’nin senfonik konserlerinin açılışında yüreğimize dokunan yaylı enstrümanlar ve Harun Tekin’in eşsiz vokaliyle şahane bir hal alıyor. Şarkı hem alternatif rock hem de senfonik rock haliyle bizi büyülüyor.
İkinci şarkı olan Eski Şarkısı, albümün ilk politik parçası. Kötü günlerden, politik karmaşadan çıkacağımıza ve bunun sadece halkın, bireylerin mücadelesiye olacağına dair umutlar içeriyor. Albüm 2012’de yayımlanmasına rağmen, şarkının klibi 2014’te yayımlandı. Bu dönem arasında gerçekleşen politik eylemler ve halka uygulanan şiddettin yansıması klipte görülüyor. Aynı şarkının sözlerinde olduğu gibi klibin kahramanı da sonunda kalkacak ve dertlerini yenecek.
Sonrasında, gitarlar ve hızlı bir ritimle, şüphesiz ki albümün en popüler şarkısı Oyunbozan başlıyor. Diğer felsefi ve daha derin sözleri olan parçalara kıyasla bir aşk şarkısı olarak anlaşılması daha kolay sözler içeriyor. Şarkının en ilgi çekici yanı ise nakaratla birlikte çok hızlı bir şekilde ritim değiştirmesi. mor ve ötesi konserlerinde de görülebileceği üzere Güneşi Beklerken albümünden çalınan parçalarda en çok alkışı Oyunbozan alıyor. Halbuki inanıyorum ki en az onun kadar çok hayranlıkla dinlenmesi gereken birçok parça daha bu albümde ve mor ve ötesi repertuarında yer alıyor.
İsmi umursamaz bir aşk şarkısını andırsa da Sana Değmez dönemin ve geleceğin siyasi sorunlarına işaret politik bir parça. Mor ve ötesi şarkılarında sıkça karşılaştığımız gibi sözler, doğrudan anlaşılmayacak kadar derin ve yoruma açık. "Bak gün doğmuş, hizmet her yerde." sözü ise şarkının politik mesajının en çok anlaşıldığı gizlice saklanmış sözü.
Tamiri Mümkün Kalbinin, grup üyelerinin de sevdiği ve grubun Gül Kendine albümündeki şarkılara benzeyen üzerinde uğraşılmış, katmanlı düzenlemesi ve ince sözlere sahip bir şarkı. Harun Tekin de şarkıyı basit ve masalsı olarak tarif ediyor. Gerçekten basılan her notanın, söylenen her sözcüğün tam olarak olması gerektiği yerde olduğunu düşündüren, geçmişe hüzünlü ama umut dolu şekilde bakmamızı sağlıyor, Tamiri Mümkün Kalbinin.
3.36’da, sol majör(G) üzerine @muganni si (B) basıyor.
basit, ve masalsı.https://t.co/NJzl9VHSS1
— Harun Tekin (@harun_tekin) May 7, 2020
"Her şeyden bir şarkı çıkmaz ya
Her şarkıdan da çıkılmaz ya"
Son Sabah, ilk notasından, ilk sözünden itibaren içinden çıkılmayacak bir şarkı. Gül Kendine albümünde sıkça karşılaştığımız gibi vals gibi bir ritim ve akordeon eşliğinde bizi alıp götürüyor. Keşfetmemişler için mutlaka üst üste dinlenmesi gereken ve siyah beyaz klibe sahip bir şarkı. Konserlerde çalınmaya başladığı anda akorlarıyla alp götüren ve konserin asla bitmemesini dilediğimiz kısmı oluveriyor.
Yağmur, Teşekkürler ve Gel Söndür Beni; kibar sözleri ve yavaş tempolarıyla çok naif ve sevginin en saf hallerini ortaya koyan iki aşk şarkısı. Özellikle; Gel Söndür Beni albümün geri kalanı tarafından gölgelense de sözleri şarkının önüne geçiyor ve bizi o pür duygular içine sokuyor. Yağmur, Teşekkürler ise benzer duyguları daha derin ve daha karmaşık bir düzenlemeyle veriyor. Şarkının senfonik versiyonu ise ona bambaşka bir soluk katıyor.
Bahar, bir önceki albümde yer alan Meksika gibi kendimize sorduğumuz birçok sorudan oluşuyor. Bu sefer hayatın getirdiği yorgunluk ve bitkinlik çok ince ve felsefi bir şekilde işleniyor. Burak Güven’in seslendirdiği Denize Doğru şarkısı da benzer bir konuyu bireysel olarak ortaya koyuyor.
Mermiler, apaçık bir şekilde milliyetçilik ve savaş gerçeğini ortaya koyuyor. Bu tüyler ürpertici savaş karşıtı şarkı, mor ve ötesi’nin Savaşa Hiç Gerek Yok şarkısındaki fikirlerinin tüyler ürpertici ve en büyük eserlerinden biri olarak yansıması. Mermiler, yavaş bir şekilde savaşın ve milliyetçiliğin sebep olduğu ayrılıkları ve acıları anlatarak başlıyor. Arkadan gelen silah sesleri ve baterinin bir asker marşı gibi ilerlemesi gerginliği arttırıyor. Şarkı zirvesinde, gözümüzün önünde epik bir savaş gerçeği bir film gibi canlanıyor.
Güneşi Beklerken; hayat, felsefe, siyaset ve aşk temalarını ince ama cüretkar bir şekilde inceliyor. Her zamanki gibi müziğiyle, melodileriyle ve derin sözleriyle bize şifa veriyor. Uzun süredir çıkmayan albümün yokluğunu aratmayan, her dinlediğimizde; müziğe, hayata, insanlığa ve kendimize dair yeni şeyler bulmamızı sağlayan şahane bir albüm. mor ve ötesinin en iyi albümleri olarak kabul edilen Dünya Yalan Söylüyor ve Büyük Düşler’den sonra anılması gereken albümlerden biri olmayı fazlasıyla hak ediyor.