![](https://static.wixstatic.com/media/01d8a7_defcc0359f1840519d1a59325220bbb8~mv2.jpg/v1/fill/w_750,h_375,al_c,q_80,enc_auto/01d8a7_defcc0359f1840519d1a59325220bbb8~mv2.jpg)
Albüm Puanı: 9.
Öne Çıkan Parçalar: 1. Bu Aşk Fazla Sana 2. Yağmurlar 3. Vazgeçtim Dünyadan
- Günlük yaşamda neler değişti de biz Rock müzik dinlemeye başladık?
+ “Hızlı yaşamaya başladık. Hızlılık; yoğunluk getiriyor, çabuk karar vermeyi getiriyor, bazen daha keskin dönüşler yapabilme yeteneğinin gerekliliğini getiriyor, kızgınlıkları, sevinçleri, üzüntüleri hepsini bir arada daha fazla yaşama zorunluluğunu getiriyor. Bana soracak olursanız, Rock müziği ben tanımlamaktan kaçınıyorum ama böyle ögeleri içinde sıkça barındırdığını düşünüyorum. Onun için de bunun doğal bir gelişme olduğunu düşünüyorum.”
Şebnem Ferah, ilk solo albümü Kadın (1996) çıktıktan 1 yıl sonra, Olay TV’de Sedef Kabaş’a verdiği röportaj öncesinde, o dönemki mainstream sahnemiz için yeni olan Rock müzik furyasının sosyolojik sebebini yukarıdaki cümlelerle özetliyor.
Üyelerinin arasında Özlem Tekin ve Arzu Kaprol gibi isimlerin de bulunduğu kadınlardan oluşan rock grubu Volvox, 1994 yılında dağıldıktan sonra, grubun beyni olan Şebnem Ferah da kariyerine solo devam etti ve çıkardığı ilk solo albümü Kadın (1996) ile müzik tarihimizi kökünden değiştirdi. Günümüzün tam anlamıyla “rock divası” olan Ferah, o günün ise genç yeteneğiydi.
Özellikle, albümde bulunan birçok hit parça ile Ferah, 90'lı yılların, ülkemizde sadece pop müzik için bir milat olmadığını, aynı zamanda bu dönemlerin rock müzik için de çok önemli bir dönüm noktası olduğunu bu albümle kanıtladı:
Yalova'da doğan ve liseyi Bursa'da yatılı okuduktan sonra ve ODTÜ’yü bırakma macerasının ardından İstanbul'da okuyup yaşamaya başlayan genç sanatçı Şebnem Ferah, Sezen Aksu ve Onno Tunç’la da yolları kesiştikten sonra o dönemki piyasanın en büyük plak şirketlerinden olan Raks Müzik ile anlaşmıştı.
1996 yılında çıkan bu albümün yapımcısı, müzik tarihimizin en değerli prodüktörlerinden olacak İskender Paydaş’tı. Ayrıca albümdeki parçaların düzenlemesini ise o dönemin -ve hala günümüzün- en büyük metal grubu Pentagram’ın iki değerli üyesi Tarkan Gözübüyük ve Demir Demirkan yaptı.
Böyle önemli isimlerle çalışılmasına rağmen ise albüm, maalesef enstrümantal anlamda oldukça üst düzey bir noktada değil. Bunun temel sebebi ise kaydın, tarz olarak çok aralarda bir yerde kalması yatıyor olabilir:
Albümün tarzını, zor da olsa kısaca alternatif pop rock olarak özetleyebiliriz. Özellikle de yer yer hard rock hatta endüstriyel rock ögeleri bile taşıyan şarkılar dinlesek de yer yer de anadolu veya pop rock tarzı şarkılara rastlıyoruz.
Albümün açılışını yapan Vazgeçtim Dünyadan, gerek klibi gerek de eserin odak noktasını oluşturan nakarat sözleriyle o döneme kadar kimsenin ülkemizde daha önce karşılaşmadığı tarzda cesur bir eser olabilir:
“Gelinlik giymeden, ışığı görmeden
Bebeğimden önce, vazgeçtim dünyadan
Kaderi yenmeden, utandım kendimden
Daha sevilmeden, vazgeçtim dünyadan”
Ardından gelen Deli Kızım Uyan parçası ise o dönem ağır bir şekilde hasta olan ablası Aycan Ferah için yazılmıştı. Ne yazık ki 1998 yılında ise ablası hayata gözlerini yummuştu. Şarkı, tahmin edebileceğiniz üzere, albümün duygu yükü en ağır ve en özel eserlerinden biri.
Hani ölümsüz şarkılar vardır ya zaman veya mekan fark etmeksizin insanı daima büyüler, Bu Aşk Fazla Sana da öyle bir eser. Tek kelimeyle bir klasik bu. Daha ilk saniyesindeki gitarlarıyla sizi büyülemeye başlayıp son anına kadar başka dünyalara götüren bir şarkı. Aynı zamanda da Ferah’ın vokal performansının ayrıca üst düzeyde olduğu bir iş:
“Denize açıldım sevmeye, sevilmeye
Anladım sevmek gibisi yok
Yağmura soyundum yavaş yavaş yağar diye
Damlalarda yüzmek gibisi yok”
Sözleriyle doğrudan kalpleri vuran eser, şarkıcının da vokal iniş-çıkış karakteristiğinin hem teknik anlamda en doğru ve hem de hissiyat olarak en yoğun verildiği şarkı. Bunun yanında, yayımlanmasının ardından 20 küsür yıl geçmiş olmasına rağmen, hala zamanın ruhuna ait olabilmesi de bu şarkıların ölümsüzlüğün bir kanıtı oluyor:
Bugün gittiğiniz herhangi bir orta düzey barda şarkı söyleyen, elinde gitarla seyircileri eğlendiren genç bir şarkıcı da hala 2020 yılında da Bu Aşk Fazla Sana ya da Yağmurlar şarkısını söylüyor. Tıpkı, birlikte birçok şarkı söylediği dostu Teoman ve Şebnem Ferah, artık müzik kültürümüz için önemi kelimelerle anlatılamayacak derecede değerli sanatçılar.
Hazır Yağmurlar’dan bahsetmişken hemen o muazzam esere geçelim: Fazla sade bir enstrümantal altyapıya sahip olmasına rağmen, Ferah’ın özel vokal performansıyla birlikte, diğer bir klasikleşmiş şarkısı olan bu eser ise Sezen Aksu’nun da katkısının olduğu o derin şarkı sözleriyle de birleşince ortaya unutulmaz bir iş çıkıyor.
Albüm genelindeki şarkı sözlerindeki karamsarlık hakkında ise Ferah, yazımızın başındaki röportajın devamında şu cümleleri kurmuş:
“Albümün, birazcık karamsar, birazcık üzüntüye yakın olmasını şöyle açıklayabilirim: Ben günlük hayatımda çok uzlaşmacı ve insanlarla çok çözümleyici olmaya çalışıyorum. Yani sorun çıkarmaya değil, sorunları çözmeye çalışıyorum. Zaten problemler de çok. Bence, daha mutlu yaşamaya çalışmak daha mantıklı geliyor bana, ama tabii ki ben de çok üzülüyorum bazı şeyler için. Benim de çok yıprandığım zamanlar oluyor. Bunları çok dile getirmeyi sevmiyorum. Tabii ki içime attığım için de parçalar yaparken ve bunlar benim en yoğun hissettiğim şeyler olduğu için bunlar da daha çok ortaya çıkıyor. Yani mutlu şarkı söyleyemiyorum bu aralar, pek yakın hissedemiyorum kendimi, her şey güllük gülistanlık değil.”
Bu klasikleşmiş şarkıların yanında, hard rock riff’leriyle bezenmiş nakart bölümüyle akıllarda kalan Yeniden Doğup Gelsem, albüme kısmen de adını veren, hatta özellikle de sanatçının “dur” diyişiyle unutulamayan Bırak Kadının Olayım ve diğer bir klip parçası Fırtına, albümün diğer ön plana çıkan eserleri oluyor.
Bahsettiğimiz eserler dışında diğer şarkılar da o hit seviyelerine çıkabilseydi belki de şu an bu albüm için sadece “gelmiş geçmiş en iyi yerli rock albümlerinden biri” değil, aynı zamanda da genel anlamda “en iyi yerli müzik albümlerinden biri” diyebilirdik.
Yine de genel olarak ise, hem ilk stüdyo albümü olmasıyla hem içinde birçok hit barındırmasıyla 1996 yılı için ülkemizin standartlarında “çok fazla” bir albüm bu.
Teşekkürler Şebo, seni çok seviyoruz...
Kaynak: 1.